TeenStars Ailesi Apartmanda

Karakterler;
Eylül, Sema, Nesrin, Bahar, Bilgesu

Günaydın, Günaydın, Günaydın!
Ben Sema ve bugün sizlerle çok eğleneceğiz! Bugün bomba gibiyim merak etmeyin burada patlamam! Hahah güne bir şakayla başladık pek hoş oldu değil mi? Siz sevgili apartman dostlarımız ve ben... Hemen Haberlere geçelim... Aslında bugün pek güzel bir şey yok o yüzden günü hemen bitireceğim fakat onları bitirmeden önce hava durumu; hergün güneşli yaz mevsimindeyiz hahaha! Bugün harikayım....

"Ya Sema uyu artık sabah saatin üçü"
"Tamam yatıyorum şimdi. Nerede kalmıştık ah evet bugün harikayım hatta o kadar harikayımki ..."
"SEMA!"
"Aman tamam be!" diyerek Sema'da artık uyumuştu.

Ertesi sabah olduğunda Sema ve Eylül biraz gürültülü uyanmıştı. Çünkü aşağı komşuları Bahar şarkı söylüyordu ve duvarlar o kadar inceydiki. Sema ve Eylül'ün alarm kurmasına bile gerek yoktu, herzaman sabahın sekizinde bu çile başlardı. Fakat böyle biter miydi, yukarı komşuları herzaman fön makinesini çalıştırırdı. Eylül uyanmış ve zorlada olsa Sema'yda, uyandırmıştı. Sema sabah anosunu yaparken Eylül kahvaltıyı hazırlayacaktı fakat yapamadı çünkü evde sadece bir tane yumurta vardı. Sema anonsunu hemen bitirip mutfağa geldi.
"Ne oldu?"
"Evde bir tane yumurta kalmış hadi Bilgesudan yumurta iste."
"Sen aklınımı kaçırdın en son yumurta istediğimde bir ton laf işittim ya o ablası yok mu cadı o cadı sen bana inanmıyorsun"
"Sema yine başlama" diyerek peynir ve zeytini çıkarmaya başladı.
"Tamam gidiyorum eğer geri dönmezsem şunu bil ki ailemi çok seviyorum" diyerek hemen çıkmıştı.

Sema korku içerisinde merdivenlerden çıktı ve 14 numaralı kapının ziline bastı. Kapıyı açan Bilgesunun ablasıydı, yüzünde iğrenç bir maske vardı ve Sema artık onun cadı olduğuna inanıyordu.

"Ne istiyorsun?" diye cırladı.
"Şey..ben.."
"Yumurtamı" diye sordu bu sefer
Nereden bildi lan bunu
"Sadece bir tahmin" diyerek güldü ve 4tane yumurta verdi.

Tabii Sema durur mu hemen aşağı indi ve kapıyı açtı, hemen kapattı.
"Ne oldu?" dedi Eylül endişeyle.
"Cadı"
"Yine abartıyorsun, cadı diye bişi yok"
"Görürsün sen" diyerek kahvaltılarını bitirmişlerdi.
Eylül,Sema'yı ceza vererek bütün bulaşıkları ona yıkatmıştı en iyisi buydu. Cadı diye bişi yoktu yani, değil mi yoksa varmıydı?

"Eylül ya benim canım sıkıldı"
"Sende diğer kızları çağır"
"Tamam, hadi elini ver."
"Ne yapıyorsun ya?"
"Hadi hep birlikte Bil-ge-su, Bilgesu,Bilgesu,Bilgesu"
"Ya sen dün yine mi Selena'yı izledin"
"Bu seni ilgilendirmez şeker" diyerek hemen telefonunu uzanmıştı ve Bahar ve Bilgesu'yu çağırmıştı. Kısa süre sonra ikisi gelmişlerdi ve hepsi balkona gitmişti.

"Hadi kızlar aşağı inelim ve güneşlenelim" bir fikir sürdü Bahar ortaya. Üç kızın gözleri ayrılmış şekilde bağırdı.
"SEN CANINA MI SUSADIN?"
"Ne oldu ya size de iyilik yaranmıyor canım"
"Sen şu havuzdaki kızı görüyormusun hani güneşleniyor" dedi Bilgesu fısıltıyla.
"Evet"
"Peki şu heykeli görüyormusun" dedi yine fısıltıyla
"Evet. Gözlerini kapatmış, sanki bişiyden korkmuş gibiydi.
"Çünkü o bir garson zavallıcık ölümü en kötüsü oldu." dedi başını sallayarak Sema üzgün halde.
"Sana az önce gösterdiğimiz kız o bu yazlığın sahibinin kızı eğer güneşleniyorsa ve sen onun önünden geçtiysen sonunun o heykel gibi olabilir" dedi Eylül
"Peki o kızın adı"
"Nesrin" dedi en sonunda Bilgesu.
"Kızlar benim karnım acıktı" dedi Sema, elini midesine götürerek
"Ya kızım az önce yedin ya kahvaltını"
"Bu benim midem"
"Bu da benim evim"
"Bu da.. Bu da... tamam sen kazandın, aaa şurada bir tavşan var."
"Yani" dedi gülerek Bahar
"Yanisi ondan güzel bir kızartma olur"
"Ne diyorsun sen ya" dedi şaşkınlıklar üzerine Bilgesu
"Evet ne diyorum ben ya haşlama dururken ne yapayım ben kızartmayı" diyerek üç kızıda şaşkınlığa uğratmıştı.

bölümü bitirdim sonunda.D